Kurucu Başkan Semihi Vural'ın Kaleminden
1989 yılında, Mersin’de yaşayan ve kent yaşamına duyarlı çalışmalar yapan bir grup sanatsever tarafından ve kurucu başkanlığını Semihi Vural’ın yaptığı, dernek statüsünde oluşturulan bir
Sivil Toplum Kuruluşudur. Aynı zamanda; Kamu Yararına Çalışan Dernek Statüsü ‘ne geçmek için çalışmalarımız devam etmektedir.
Amacı;
Mersin içindeki sanat, kültür ve bilim üreten kişi ve kurumların üretimlerini kitlelere ulaştırmak, yaymak ve çoğaltmak olarak özetlenebilir.
Mersin İli içinde oluşan Sanat Kültür ve Bilim etkinliklerini; kendi üyeleri, tüm Mersinli ve ulusal düzeyde sanatseverlere sunar.
Tüm etkinliklerimiz; dernek bütçesini zorlamadan, kaynak yaratılarak, kentimizde sanata ve kültüre duyarlı kişi ve kuruluşların katkıları ile gerçekleştirilmektedir.Sanat ve kültüre olduğu kadar, bilimin, çevrenin ve düşüncenin güzelliğine ve aydınlığına inanan İçel Sanat Kulübü, günümüzde bütün dünyada tartışılan ve önem verilen, Sivil Toplum Örgütleri olgusunu yaşayan ve yaşatan bir gönüllüler ordusu olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Ve bu gönüllüler ordusu özveriyle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
Içel Sanat Kulübü’ne Tarihsel Bir Gezinti ve Kurulus Öyküsü
Semihi VURAL
İnsanı yücelten ve kendini aşmasını sağlayan dürtülerin bütünü olan
“Sanat”, 1930’lu, 1940′ li ve 50′ li yillarda Mersin’de önemli kazanımlar elde etmisti. Bu yükseliş, 1960 ve 1970′ li yillarda düşüşe geçti.
Çeşitli nedenlerle sönmeye başlayan sanat yaşamı, 1980 askeri darbesinin ardindan tam bir yoksunluğa sürüklendi. O yıllarda birkaç sanatsever Mersinlinin girişimleri de sonuçsuz kalmıştı.
Kent, yılda bir kez yapilan belediye festivali, turne tiyatrolari, birkaç sinema salonu ve Devlet Güzel Sanatlar Galerisinin sergileri ile sanatı solumaya çalışıyordu. Halkevi çoktan kapanmış, sinemalar eskimiş, 1970’lerde yapılanmaya çalışan Şehir Tiyatrosu kadrosu dağıtılmıştı.
1986 yılında birkaç arkadaşla
“özel bir galeri” açarak, sürekli resim sergileri düzenleyerek bir kültür sanat ortami yaratmayı düşledik. Galeri dekorasyonu tamamlanıp sanatçi ararken, Karatepe Kooperatifi Başkanı rahmetli Ali Cefre ile tanıştık.
Böylece ilk sergimiz
Karatepe Kooperatifi Kilim Sergisi oldu. Mersin’de ilk özel galeri yaşama geçti.
1986 yılının Mayıs ayında
“Yeni Güzel Sanatlar Galerisi”nin açılışını, Vali Yardimcisi, Mersinli
Fahir Işıksız yaptı. Bugünkü SSK İş Hanı’nın altında 75 m2 bir salondu. Aynı günlerde Almanya’dan gelen
ibrahim Güniş Pozcu ‘da küçük bir resimevi açmıştı. O sıralarda Mersin’de süsleme alçı işleri, bakır dövme, vitray, kumlama gibi dekoratif sanatlar da yeni açılan atölyelerde deneme aşamasında idi.
Yeni Güzel Sanatlar Galerisi’nde etkinlikler sürerken, kuruluşunu yaparak yer arayan
İçel Fotoğraf Amatörleri Derneği ilk saydam gösterisini yapti ve ilk fotoğraf sergisi burada açıldı. Bu arada Martı Kitapevi ile bir de
“Kitap Fuarı” düzenledi.
Ancak 1987 yılında galeri kapanmak zorunda kaldı.
Müdürünün
“Mersin’de Güzel Sanatlar benden sorulur !” dediği Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, asansörü bozuk bir iş hanının 4. katından Belediye Taş Bina’nin alt katına taşınıp Yeni Güzel Sanatlar’a rakip oldu.
Görüştüğümüz kişilerle hep Mersin’de sanat adına atılacak adımlarda çok geç kalındığı konuşuluyordu. Sanat konularından keyif alan arkadaşlarla bir araya gelip;
bir kaç tiyatro grubunun Mersin’e getirilmesi sağlandi. Böylece kent gündemini saptayacak yeni etkinlikler düşünülür oldu. O sırada İstanbul ve Bursa’da Eski Evleri Koruma Projeleri,
“Tarihi Türk Evleri” sergi ve etkinliği ilgimizi çekti.
Kentimize gelip yerleşen resim ve heykel sanatçıları
Suna ve
M. Ali Coşkunmeriç’le tanistik. Açılan ilk sergilerinde bir yağlıboya tablo satıldı. Vali Sabahattin Çakmakoglu bir seramik rölyef eser satın aldı. Bu Mersin’de resim, heykel ve sanatina karşı ilginin göstergesiydi.
1988 yılına geldiğimizde, bir grup oluşturarak, perşembe akşamları bizim büroda, Fahir Işıksız yönetiminde toplanıyor Ahmet Yeşil, Aysun Kayadelen, Fevzi Eryilmaz, M.Ali Meriç, Müberra Çakmaklı, Müyesser Tosunbaş’la birlikte etkinlikler planlıyorduk.
Bunlarin arasinda öne çikan birisi
İçel Sanat Kulübü’ne uzanan yolu belirleyecekti.
6 Haziran 1988 tarihinde
“Eski Mersin Yapıları Haftası” düzenledik. Bir hafta boyunca yarışmalar, fotoğraf ve resim sergileri, panel, konferans ve bir sokak sergisi geçekleştirildi. Bu çekirdek kadronun başarısı ile Mersin’de sanat etkinlikleri yelpazesi giderek genişlemeye, renklenmeye ve zenginleşmeye başladı.
Mersin’de ilk kez, Soda Sanayi Müdürü İlhan Savucu’nun girişimiyle tesis yemekhanesinde gerçeklestirilen, (Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi elemanlarindan oluşan
“Üflemeli Çalgılar Beşlisi”) konseri bize bir ufuk açtı.
Bu etkinlik Mersin kent kültürünün dönüm noktalarından birisi oldu.
Artık sanatsal ağırlıklı bir örgüt kurmanın zamanı gelmisti.
Rahmetli avukat
Sudi Abaç’la birlikte bir tüzük hazırlandı. Hemen ardından konuya duyarlı arkadaşlarımızla Türk Hava Kurumu toplantı salonunda bir araya gelerek, derneğin adını tartışmaya açtık.
“İçel Sanat Kulübü” onay aldı.
Bu isimle hazırlanan tüzük Emniyet Müdürlüğü Dernekler Masaıi’na götürüldü. Otuz kadar ad yazılmasına karşılık yedi kişilik kurucular listesi verildi. Kurucu Başkan Semihi Vural
Üyeler: Ahmet Gül, Suna Coşkunmeriç, Ayşe Hayırlıoğlu, Fevzi Eryilmaz, Melek Yahşi, Seyyal Cengiz.
Tarih 23/06/1989
Dernekler Masasi, 3310118 no’lu dernek.
İçel Sanat Kulübü
doğmuştu, ancak etkinliklerine başlayacak olan derneğin bir toplantı yeri yoktu. Ilk önceleri Türk Hava Kurumu, Mülkiyeliler Birliği Salonu, ya da Ticaret ve Sanayi Odasi Meclis Salonu’nda toplandık. Bu kurumlar gerçekten bizlere kucak açti. Dernek toplantılarına ev sahipliği yapti.
Bu geçici mekânlarda yapılan toplantılarda hızla sonuçlar alındı.
Meyna Galeri’de bir karma resim sergisi açıldı, PTT Tesisleri’nde
Murat Kodallı’nın klasik müzik konseri ilk izleyicilerle buluştu.
Saydam gösterileri gerçekleştirildi.
Rahmetli
Erdal Şenel, hafta sonu
doğa ve kültür gezilerini başlattı. İçel Sanat Kulübü Mersin’de olmayan bir etkinliği, olmayan izleyiciyi yaratmış, insanları sanatin sıcak ortamında buluşturmayı başarmıştı. Şimdi bu etkinlikleri duyurmak gerekiyordu. Bunu da Harun Arslan üstlendi. Herkesin beğendiği
“Çiçekli Mektuplar” yazıp üyelere yolladı.
Her sanatsal etkinlik keyifle izleniyordu ama en önemli sorun
“yersizlik”ti. Her hafta Çarşamba günleri bir araya geliyor, kentin sanat sorunlarını tartışıyorduk.
Her hafta;
Ali Poyrazoğlu,
Aziz Nesin,
Nuri Abaç gibi konuk sanatçıları ağırlamayı başarıyorduk. Ama belirli bir yerimiz olması gerekiyordu.
Vali Teoman Ünüsan bu soruna bir çözüm bulacağını söyledi. Sokak sokak dolaşıp kenti tarayarak, kentin yapı stoğu saptandı. Sanat Kulübü’ne tahsis edilebilecek bir kamu yapısı aradık. Şimdiki Teoman Ünüsan Sanat Galerisi ve Nevit Kodalli Resital Salonları’nın bulundugu yapılar için yazışmalarımız başladı.
Bir süre sonra Vali Teoman Ünüsan, “Sizlere bir bina buldum, gidin anlaşmanızı yapın.” dedi. Ertesi gün Özel İdare Emlak Müdürlügü’nde yıllığı 80.000 TL’den beş yıllık kira sözleşmesini imzaladik. Lokal olarak sağladığımız bina 1970’li yıllara kadar
Askerlik Şubesi olarak kullanılmıştı. 1980′ li yıllarda bakımı yapılan eski bina, o dönem Mersin Idman Yurdu’na tahsis edilmişti. Ancak bina futbolcular tarafından beğenilmeyince boş kalmıştı.
Böylece “sanat” basini sokacak bir yuvaya kavustu.
Maliye Lojmanları ve evrak deposu olan eski yapıların “Içel Sanat Kulübü”ne kazandırılması için çaba harcandı. Sonunda
Vali Özdemir Hanoğlu döneminde binaların Içel Sanat Kulübü’ne tahsisi yapıldı. Üyelerimizin, Mersinli çeşitli kişi ve kurumların ayni ve nakdi yardımları ile ilk onarımları yapıldı. Işlev kazandırılan binalar önemli günlerde hizmete açıldı.
1997’de “Özel Yılbaşı Gecesi” etkinlikleri kapsamında Teoman Ünüsan Galerisi ve sokağımızda müzikli-danslı kutlamalar yapıldı. O yılbaşı gecesi yapının
kaderi değişecekti. Içel Sanat Kulübü’ne konuklarıyla kahve içmeye davet edilen İ
çel Valisi Şenol Engin’e sanat dostları, bu yapya destek vermesini istediler. Vali içtenlikle bunun üzerine giderek, onarım için gereken malzemeyi (işçilik giderlerini kulübün temin etmesi koşuluyla) sağladı.
Içel Sanat Kulübü yönetim kurulu yapıyı, çatıdan tabana, tepeden tırnağa yenileyerek, yeni mekanlar ve fonksiyonlarla topluma kazandırdı.
Mersinliler kültür ve sanatın yanında oldular. Sergilerde resimlerin satılması, konser ve sahne oyunlarında salonların dolu olması yanında,
Opera ve Bale’nin kurulması, Mersin Üniversitesi’nin ilk kurduğu fakültenin
Güzel Sanatlar Fakültesi olması,
Devlet Konservatuarı’nın hizmete girmesi, Mersin’de sanatın yıldızının parladığı dönem oldu.
Ülke genelinde üç büyük kentte yoğunlaşan kültür ve sanat etkinlikleri Anadolu’da yeni bir kentinde, Mersin’de de ilgi görmeye başlıyordu. Böylece kentte sanat kurumlarının yaygınlaşmasına, sanat yelpazesinin genişlemesine, renklenmesi ve büyümesine yol açtı.
Herkesin bildigi gibi, İçel Sanat Kulübü oyun oynanan ya da siyaset konuşulan bir dernek değildir. Özverili insanların desteklediği kurumsal bir kimlik oluşturmuştur. Etkinlikleri kişilere bağlı, sadece üyelere yaslanılmadı, tüm Mersinliler’e ulaşıldı. Bazı antik kentler, İçel Sanat Kulübü tarafından saptanıp yetkililere
resmen tescil ettirildi.
Karayolları
yeni ören yerlerini gösteren
sarı levhalarla tanisti.
Genelde
"şu etkinligi yapalim" diye öneri getiren dostlar, baştan sona projenin sorumluluğunu üstlenerek oluşturdukları komitelerle sivil katılımcılığın tadına vararak etkinlikleri gerçekleştirir. Yönetim Kurulu bir baskı oluşturmadığı gibi özgürce yetki verir. Böylece gerçekleşen olay, bireyler tarafindan benimsenir. Başarısız etkinliklerden deneyimler kazanılır.
Kulübümüzde sanat ve kültürle ilgili etkinliklerimiz kent halkına duyurulur. Etkinlikler, kendi izleyenleri ile buluşur. Hiç birisinde “dolgu” izleyici yoktur.
Çevre gezileri, yöreyi iyi bilen arkadaşlar, gezi rehberleri tarafından organize edilir. Geziler sırasında sorumlu kişi ve rehberler katılımcılara bilgi verme yanında yöre hakkında bilgiler de toplar.
Antik kent gezileri, antik kent konserleri artık başka dernekler ve kurumlar tarafından da yapılmaya başlandı. Mersin’de birçok dernek, kültür ve doğa gezisi başlattı. Yeni
resmi turizm acenteleri oluştu. Sanat sokağında, üç turizm acentesinin olması da tesadüfi değildir.
Yirmi yılı aşkın sürede çok sayıdaki gezimiz İçel Sanat Kulübü üyesi rehberlerimiz tarafından güvenlikle başarılmıştır.
Bu gezilerde yöresel
yeni antik kentler, ören yerleri ve
mağaralar keşfedilmiş, köy gezilerinde köylere bayrak, kalem kitap gibi
eğitim gereçleri sağlanmış, dağ zirvelerine anı defterleri bırakılmıştır.
Yöre gezileri yanında, doğa, kültür ve yurtiçi gezilerine de ağırlık verildi. Kara gezilerine deniz gezileri de eklendi, yat gezileri düzenlendi. Engin denizlere mavi yolculuklar başlatıldı.
Foto safariler düzenlendi. Fotograf ustaları, üyelerimizle birlikte oldular, yeni güzellikler yaşandı.
Bazı gezilerimiz
çevre ağırlıklı idi. Çevre projesi, çevre temizliği, ağaç dikimi gibi toplu çalışmalar yapıldı.
Ilk kez
bisikletli geziler yapildi.
Bültenimizin gezilere ayrılan orta sayfaları merakla beklenen, koparılıp ceplerde taşınan sayfaları oldu. Bu arada çadırlı veya günü birlik geziler, bizim birbirimizi daha iyi tanımamıza, kaynaşmamıza da çok faydalı olduğunu belirtmeliyim. Yeri gelmişken geziyi, dağcılığı bize tanıştıran ve öğreten yıllarca rehberliğimizi yapan üyemiz rahmetli Erdal Şenel’i saygıyla ve minnetle anıyoruz.
30 Mayıs 1992’de kentimizde
ilk kez, Kanlıdivane Antik Kenti’nde bir şan konseri düzenlendi. Dönem baskani Fazıl Tütüner’in olağan üstü çabaları ile yönetim Kurulu ve kulüp üyeleri örnek bir çalışma sergiledi. Antik kentte yüzyillardir süregelen sessizlik Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının sesleriyle ve alkışlarla bozuldu. Bu konser çok büyük yankı uyandırdı.
24 Ekim 1992’de Mersin Opera ve Balesi yaylı sazları aynı yerde yeniden konser düzenledi. Zamanın Valisi
Çetin Birmek bu konuda İçel Sanat Kulübü Bülteni’ne bizzat yazı yazdı ve binlerce kez teşekkür ettiğini belirtti.
1993 yılında yapılan Kanlıdivane Konseri daha sonra Devlet Opera ve Balesi’nin
yıllık programlarına alındı.
Kanlıdivane’ye bekçi odası, tuvalet yapıldı, elektrik getirildi.
Yurt dışından gelen bazı kültür etkinliği önerileri de artık İçel Sanat Kulübü ile buluşmaya başladı. Başta
British Council olmak üzere yabancı kültür elçileri ile ortaklaşa birçok etkinliğe İçel Sanat Kulübü imza attı, davetler aldı.
Sanata verdiği önem kadar kültüre ve bilime de önem veren Içel Sanat Kulübü gelenekselleşen
Arkeoloji Günleri, Felsefe Günleri, Mitoloji Günleri organize ederek sadece yerel, bölgesel, ulusal değil, uluslararası çalışmaların da üstesinden geldi. Bu etkinlikler İstanbul Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Roma La Sapienza Üniversitesi, Izmir 9 Eylül Üniversitesi, British Council gibi bilimsel kuruluşlarla birlikte yapılır.
Örnegin
Ekim 1994 yılında yapılan
“Mersin Felsefe Günleri”nin başarılı olması, ilgi çekmesi, sivil toplum örgütleri ile bilim kurumlarının birlikte çalışmalarına örnek teşkil edecek bir çalışma sayılabilir. Mersin Üniversitesi ile İçel Sanat Kulübü’nün ortaklaşa düzenlediği etkinliklerde bilim, antik kentler ve sanat iç içe idi, birlikte yaşandı, kutlandı.
Mersin çevresindeki antik alanlarda yapılması öngörülen etkinlikler dizisinin son bölümü Uzuncaburç (Olba) Antik Kenti’nde gerçeklestirildi.
İlk gün Mersin Üniversitesi Kampüsü’nde bilimsel bir oturumla açılan
“II. Mersin Felsefe Günleri”, aynı günün akşamı İçel Sanat Kulübü’nün restorasyonunu yaptığı binalardan “Teoman Ünüsan Sanat Galerisi”nde
Ahmet Kamacı’nin Heykel Sergisi ile devam etti. Sergiden sonra
Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi’nin gelmesiyle bir şölene dönüşen etkinlik Sanat Kulübü’nün bahçesinde dostluk yemeğindeki serbest söyleşilerle devam etti.
Ikinci gün Sanat Sokağı’ndaki eski bir yapının basit onarımıyla açılan “Nevit Kodallı Salonu”nda Mersin Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Vural Ülkü ve İçel Sanat Kulübü Başkanı Fazıl Tütüner’in yaptığı açılış konuşmalarından sonra,
Prof Dr. Uluğ Nutku başkanlığında “Çok Kültürlülük ve Demokratik Birliktelik” tartışıldı.
Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi, Prof Dr. Doğan Özlem, Prof. Dr. Bedia Akarsu, Prof. Dr. Ahmet İnam’in katıldığı oturumlar akşama kadar sürdü.
15-16 Ekim 1994 tarihlerinde yapılan Felsefe Günleri’nin son oturumu bilimsellik yanında sanatsal katkılarla zenginleşen bir pazar gününde tam bir şölen havasında gerçekleşti. Mersin’in en önemli arkeolojik sitlerinden birinde Uzuncaburç’ta yapılan etkinlik yöre halkının katılımıyla gelişti, büyüdü.
Bayramlik giysileriyle “Felsefe Toplantısı”na katılan Yayla Türkmenleri yanında, öğretim elemanlarını, öğrencileri ve halkı, araçlar ücretsiz taşıdı.
2000 yıl sonra 2000 kişinin yeniden buluştugu antik mekânlarda Mersin Devlet Opera Bale ve Orkestrasi Klasik Müzik Konseri verdi. Elektronik ses düzenin kullanılmadığı konser; rengarenk giysilerle, köylü-kentli, öğrenci-hocanın birlikte paylaştığı sonsuz bir mutluluk rüyasi gibiydi.
Bu etkinligin ardından
9 Eylül 1996’da 500 kişilik eski bir gemi ile gelen Fransız/Isveçli grup Olba Zeus Tapınagı’nda birlikte getirdikleri Stockholm Klasik Müzik Orkestrası’yla muhteşem bir konser verdiler.
19-23 Mayıs 1997 tarihleri arasında Içel Sanat Kulübü’nde Ege Üniversitesi, Istanbul Üniversitesi ve Ingiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün birlikte organize ettiği
Dördüncü Anadolu Demirçağları Sempozyumu yapıldı. Sempozyum, bilimsel tartışmalar yanında, izleyenlerin de birlikteliği ile bir bilim ve sanat şenliğine dönüştü. Bilim insanlarının söylemine göre etkinlik birinci sınıf bir sempozyum olarak
tarihe geçti.
Içel Valiligi ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri katkılarıyla gerçekleşen etkinlikte yük ağırlıklı olarak kulübümüzde idi. Açılış günü Yöresel El Yapıtları Sergisi’nden sonra Büyüksehir Belediyesi akşam yemeği verdi. Yemek sırasında, Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçıları ve
Polifonik Korolar bir dinleti sundular.
İkinci gün bilimsel konuşmalardan sonra Atatürk Evi Bahçesi’nde açılan Karatepe Kilimleri Sergisi sırasında Deniz Kuvvetleri Bandosu bir konser verdi. Sırada Mersin Üniversitesi’nin sempozyum konuklarına kampusta bir resepsiyonu vardı.
Çarsamba sempozyumun en önemli etkinligi belki de
Karatepe Gezisi idi. Alanda otuz yılı aşkın hizmet veren Sayın
Halet Çambel ev sahipliği yaptı. Yorgun geçen günün sonunda lokalimizde dostluk yemeği yendi. Yemek sırasında arkadaşlarımız Klasik Türk Müzigi sundular. Ertesi gün öğle yemeğinden sonra, Tarsus gezisi yapıldı.
Akşam yemeği öncesi Nevit Kodallı Salonu’nda Yunus Emre Gösteri ve Dinletisi izlenmeye değerdi. Böylece kültür sanat ve bilimin buluştuğu Dördüncü Anadolu Demir Çağları Sempozyumu gerçek bir şenlik, şölen olarak sona erdi.
1995 yılı seçim havasına girildiğinde Kültür Bakanlıgı’nın Mersin Kenti için olası çeşitli projelere sıcak bakacağı, destek sağlayacağı duyumunu almıştık. Birkaç proje tasarlandı.
Birincisi bir
piyano kampanyası idi. Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın sağlıklı bir piyanosu yoktu. Başlatılan “Mersin Kültür Merkezi’ne Bir Piyano Kampanyası”na ilk katkıyı 30 milyon TL ile İçel Sanat Kulübü yapmıştı.
İçel Sanat Kulübü’nün Nevit Kodallı Konser Salonu’nunun da hizmete girdiğinde piyanosu yoktu. Önce iyi bir elektrikli piyano sağlanmıştı. Daha sonraları marjinal üyemiz
Kemal Rastgeldi’nin kredisi ile çok kullanacağımız bir konsol piyano sahibi olduk.
Sokak Şenlikleri oldu. Kulüp binalarının bulunduğu araç trafiğine kapatılan “Sanat Sokağı”nda birbirinden coşkulu ve seviyeli şenlikler yapıldı.
Harun Arslan’ın 2-3 yapraklı bülteni Mart 1992′ de
dergi kimliğine kavuşmuştu.Şimdi bültenimiz 190. sayıya ulaştı. Ücretsiz olarak dağıtılan bültenimizin her ilden her kesimden okuyucusu var. Türkiye’de bir başka örneği olmayan bu çaba, düzeyli içeriği ve tertemiz baskısı ile okuru olduğu kadar reklâmları ile destek veren kişi, kurum ve kuruluşları da memnun ediyor.
Çeşitli dallarda kültürel çalışma yaptırmak isteyenlere olanak sağlanırken öte yandan sanatsevere beğendikleri sanat dalında izleyici-tüketici durumdan,
üretici duruma geçmeleri için kapılar aralanmaya başlamış oldu. Bültenimiz, özgün kimliği ile 1.000 kişiye ücretsiz ulaştırılan, ülke çapında benzersiz bir yayın görünümündedir.
1991 yılında Harun Arslan düzenli bir İçel Sanat Kulübü Bülteni’ni A4 formatı ile gündeme getirip yayımlamayı başarmıştı. Uzun bir süre üyelere ulaşan bu mütevazi yayın Harun’un ofisinde bilgisayarda dizildi, fotokopi ile çoğaltıldı, yayınlandı. Harun’un yaratıcı gücü ile zaman zaman içinden mavi çiçekler çıkan sürprizli dostluk mektuplarina dönüştüğü de görüldü. Tüm üyeler tarafından beğenilip ilgi ile izlenen bu yayın haklı takdirler topladı.
Üyelerin isteği ile Yönetim Kurulu bir
Yayın Kurulu oluşturdu.
Yayın Kurulu oluştuktan ve çeşitli aşamalardan sonra dergi kimliğindeki bültenimiz yayınını kesintisiz sürdürmektedir.
Kulübümüz herkesin kendine göre bir şeyler bulabildiği ve bir şekilde katkıda bulunabildiği okyanustur.
Anlatacaklarimiz da bitmez.
Atatürk’ün dedigi gibi
“Tarih yazmak tarih yapmak kadar önemlidir."